Yılın İlk Yarısında Ne Kazandık…

Yılın İlk Yarısında Ne Kazandık

Yılın ilk yarısını geride bırakırken, yatırım dünyası kazandığını ve kazandırdığını masaya koymaya başladı. Şüphesiz bütün taraflar için ekonomik ve siyasi dalgalanmaların bu kadar yoğun yaşandığı bir dönemde hesaplar detaylı bir şekilde yapılacaktır.

Bu yazıda ortalama bir pay piyasası yatırımcısı için hem geride bıraktığı hem de gelecek dönemler için basit ama önemli bazı hatırlatmaları paylaşmak istiyorum;

  • Getiri hesabı yapılırken şirketin iki dönem arasındaki piyasa değeri farkına, dönem içinde ödenen nakit temettü de eklenmeli; ya da hesap doğrudan düzeltilmiş fiyata göre yapılmalı.
  • Bedelsiz sermaye artırımında da pay fiyatında düzeltilme yapıldığı unutulmamalı.
  • Her gün açıklanan endeks değerinde temettü ödemeleri yer almaz; yani aslında bir şekilde temettü ödemesi dahil edilen düzeltilmiş fiyat değişimi ile temettü ödemeleri dahil edilmemiş endeks değeri değişimi karşılaştırılmakta (temsili olarak açıklanan endeks değeri ile temettü ödemeleri dahil edilmiş endeks değeri arasında genelde 1 yüzde puan kadar fark olur; ki bu fark normal bir yatırımcı için çok önemli olmasa da portföy yöneticileri için önemli olmalıdır).
  • Gösterge endeksin performansıyla karşılaştırma yapılırken, risksiz getirisi olduğu kabul edilen yatırım araçlarının getirileri de dikkate alınmalı ve basitçe fırsat maliyeti diye tanımlanabilecek bu fark hesaba dahil edilmelidir.
  • Pay fiyat performansının şirketin operasyonel ve finansal performansından mı yoksa “one off” diye tanımlanan bir defaya mahsus ve esas faaliyet dışı bir işlemden mi kaynaklandığına bakılmalı.
  • Kurumsal yönetim uygulamalarını iyi şekilde uygulayan ve riskini iyi yönetebilen şirket paylarının, özellikle dalgalı piyasa dönemlerinde endeksteki gerilemeye direnç göstermesi beklenir; bu durum özellikle kurumsal yatırımcılar için önemlidir ve pay fiyatının endekse göre iyi performans sergilenmesini sağlar.
  • Şirketin sadece cari dönem değil, son 3-5 yıllık ortalama özkaynak karlılığı ve temettü  verimliliği göz önünde bulundurulmalıdır.
  • Geleceğe yönelik değerlendirmelerin kamuya açıklanıp açıklanmadığı; gerçekleşen sonuçlarla açıklananların örtüşüp örtüşmediği kontrol edilmelidir.
  • Genel göstergelere göre benzer durumda olan şirketlerin finansal oranları karşılaştırılmalıdır.

Son olarak, sermaye piyasaları sosyal bir bilimin alt kırılımıdır, fen biliminin değil. Dolayısıyla, piyasa ve pay ile ilgili her gelişmeyi rasyonel bir zemine oturtmak bazen mümkün olmaz; zira alım satım işlemlerinin bazen sadece piyasanın genel eğilimi ya da spekülasyon amacıyla ucuz/pahalı değerlendirmesine göre yapılabildiği dikkatlerden kaçmamalıdır.

Belirttiğim gibi, bunlar sadece ortalama bir pay piyasası yatırımcısı için basit hatırlatmalar. Yoksa konu aslında yatırımcının kurumsal-bireysel, yerli-yabancı, kısa-uzun vadeli gibi niteliklerine göre değişebilir. Söz gelimi, düşen piyasada yatırımcılar buy-back (geri alım) ya da temettüden hangisini tecih eder diye bir soru sorulduğunda, yanıtın tek olmayacağı ve yatırımcının niteliğine göre değişeceği gibi.

grafik_1

Biz, İş Yatırım Yatırımcı İlişkileri olarak, özellikle sermaye piyasalarını etkileyen bunca bölgesel ve küresel ekonomik/politik gelişmenin yaşandığı ilk yarıda, ISMEN’in yatırımcısına ,5 getiri kazanç sağlarken, BIST 100’ün de ,2 üzerinde getiri sağlamasından memnunuz. 

Ozan Altan

Müdür | Yatırımcı İlişkileri

Subscribe
Bildir
guest

0 Yorum
Inline Feedbacks
View all comments