Ve Oscar’ı kazanan…

oscar-with-money-cropped-e1330230162196

60’ıncı Oscar töreninde Michael Douglas’a en iyi erkek oyuncu Oscar’ını kazandıran “Wall Street” filmindeki tiplemesi “Gordon Gekko”, hem film içerisindeki ağırlığı hem de akıllarımıza kazınan sözleriyle kariyer olarak finans piyasasını seçen birçok kişi için kült olmuş bir karakterdir. 2013 yılında Leonardo DiCaprio’nun canlandırdığı “The Wolf of Wall Street” olarak anılan Jordan Belfort bile yaptığı ropörtajlarda Gordon Gekko’nun kendisine rol modeli olduğunu itiraf etmiştir. Filmde Gekko karakterinin vermiş olduğu akıllara kazınan mesajı “Greed is Good” ise, halen karşı karşıya kaldığımız finansal krizlerde insan faktörünü kötü yola iten ideoloji olarak öne çıkmaktadır.

Şubat ayında yapılacak Oscar töreninde En İyi Film kategorisinde aday olan “The Big Short” filmi de kurumlardan çalışanlara daha fazla kazanma hırsının neden olduğu Amerika’daki mortgage krizini konu almaktadır. Film, tekil mortgage ödemesi yerine birçok mortgage ödemesini havuzlayarak hem riski hem de getiriyi arttıran ve fon yöneticilerine cazip gelen AAA kredi notuna sahip ilk MBS (mortgage backed security)’in 1979’da Salomon Brothers tahvil masası şefi Lewis Ranieri tarafından nasıl pazarlandığını anlatarak başlamakta. Bankalar açısından öne çıkan bu yeni kar marjı yüksek finansal enstrüman kar topu etkisi altında büyüyerek, sabit faizli mortgage’lardan bankaların daha riskli kredi notuna sahip kişilere sattıkları ARM (Adjustable Rate Mortgage)’ların da paketlenerek yüksek kredi notuyla yatırımcılara pazarlanmasıyla filmin geçtiği dönem olan 2008’in temelini oluşturmaktadır. Film boyunca, MBS tahvillerinin zamanla evrim geçirerek olası default halinde ödeme önceliğine göre dilimlere ayrıştırılarak yatırımcılara pazarlandığı CDO (Collateralized Debt Obligation)’ların, kredi riskine yönelik sigorta amaçlı ISDA anlaşması bulunan kurumsal yatırımcılara satılan CDS (Credit Default Swap)’lerin ve CDS’ler üzerine yapılandırılan Sentetik CDO’ların bireysel ve hatta kurumsal yatırımcılar açısından nasıl anlaşılması güç bir sarmala girdiği 101 dersi şeklinde izleyicilere sunulmakta. Anthony Bourdain ve Selena Gomez’in basitleştirilmiş açıklamalarına rağmen bugün dahi birçok yatırımcının bu konulardaki bilgi düzeyinin sınırlı kaldığına eminim.

Ciddi anlamda hiçbir bankacının ceza almadığı kriz sonrası, Merkez Bankaları’nın parasal genişleme programlarının oluşturduğu suni talebin gölgesinde kaybolan risk algısı ve bankalar nezdinde benzer bir krizi engellemek adına regülasyon tarafında atılan adımlar, tahvil piyasalarındaki getiri arayışında kurumların yaratıcılığını geliştirmeye devam etmektedir. Bankaların zor zamanda otomatik olarak sermayelerini rahatlatmak adına ihraç edilen CoCo’lar, 2014’e kadar simetrik olarak değer kazanan Yuan’dan ek faiz getirisi sağlayan DimSum tahviller, kısaltmalar arasında kaybolan yatırımcıların lügatındaki yeni terimlerden sadece bazıları. Bugün BOJ’la beraber devam eden Global çaptaki eksi faiz ortamındaki getiri arayışı yatırımcıları yeni bilinmeyen risklere doğru yönlendirirken, Hollywood’da ise benzer temalı filmler açısından senaryo sıkıntısı çekilmeyeceğini göstermekte – çünkü finans piyasasında kimsenin idolü “Bud Fox” değil…

Cüneyt Akdemir

Müdür | Uluslararası Piyasalar, SGMK ve FX

Subscribe
Bildir
guest

0 Yorum
Inline Feedbacks
View all comments