Trump: Siz Nasıl Tanımlıyorsunuz?

Yazının önemli bir kısmı Luigi Zingales’in bir makalesinden ve 2 ana tanımı Türkçeleştirmem durumunda verilmek istenen anlamı veremeyeceğinden aynı bıraktım:  Trump’ın pek çok politikası “pro-business” (iş dünyası dostu diyelim)  ancak bu “pro-market” (buna da serbest piyasa dostu diyelim) olacak anlamına gelmiyor. Hatta tam tersi bir etki yaratacak.  Pro-business gelecek nesiller pahasına var olan şirketlerin desteklendiği bir ortamdır. Pro-market ise her hangi bir kesimi kayırmadan tüm şirketlere eşit şans tanıyacak ortamı yaratmaktır. (Şant’ın notu: Trump’ın Amerika’da üret Amerikan malı tüket söylemi aslında tam bir pro-business vs pro-market )

Pro-market bir ekonomi politikası ülkeyi uluslararası rekabete açarak sadece tüketicinin en düşük fiyata/en kaliteli mallara erişimini sağlamaz aynı zamanda korumacı önlemler olmadan sadece rekabetin sopası ile şirketlerin de daha verimli olmasını sağlar (Şant’ın notu: bence ticaret konusunda Trump’ın haklı olduğu noktalar var).  Pro-business bir uygulama ise ekonomik yapının şirketler lehine ve çoğu zaman tüketiciler ile yabancı şirketler aleyhine korunması, çevrenin kirletilmesi ve kaynakların verimsiz tüketilmesine yol acar (Şant’ın notu: bakınız Çin, Çin’in Davos’ta globalleşmeyi savunduğu yorumları tam bir komedi, diğer bir komedi de income tax return teriminin vergi iadesi olarak çevrilmesi…)

Yukarıdan sayılan dinamikler içinde serpilen “pro-business” şirketler uzun vadede kalıcı olmayacağı gibi ekonomiyi de ciddi anlamda hırpalar. 2008 krizi buna örnek olarak verilebilir.  Bu günlerde Trump’ın kabinesinin gerçek hayatta çok başarılı isimlerden oluştuğunu okuyacaksınız. Bu durum ilk başta “establishment”in yönetimden atılması olarak okunabilir. Orneğin lobi faaliyetlerine son vereceğini ve halktan gelen gücün DC koridorlarından çıkartılarak halka geri verileceğini söylemesi gibi. Yani lobilerin gücü kırılacak. Oysa seçilen isimlere bakıldığında lobilere gerek kalmayacak çünkü lobiciler zaten yetkili koltuklara oturuyor olacak. Orneğin Exxon’un CEO’su dış işlerine,  GS partneri ekonomiye, bir armatör ulaştırmaya, SEC ve EPA’nın başına bu kurumlarla davalık olan isimler atanmak üzere. Keza eğitimin başına önerilen Betsy DeVos’da ilginç bir isim.

Buradan ben devam ediyorum. Peki pro-business/market çelişkisi bizi nereye götürebilir? Kısa vadede , ki  3 veya 6 aydan daha uzun bir süreden bahsediyorum, ikisi arasındaki farktan haberdar olmayan veya takılmayan piyasalar olumlu hareket etmeye devam edecektir.Nitekim Trump’ın şirketlere yönelik her twitinden sonra şirketlerin, büyük çoğunlukla, prim yaptığını gördük. Benjamin Graham’ın belirttiği gibi ‘In the short run, the market is a voting machine but in the long run, it is a weighing machine.’  Biraz daha uzun vadede ise Trump ve Brexit örneklerinde gördüğümüz ana dinamikler yeniden baskın hale gelecektir. Avrupa’da bir hayalet dolaşmaya başlamasının üzerinden yaklaşık 170 yıl, bu hayaletin korkunç bir şekilde ete kemiğe bürünmesinin üzerinden ise tam 100 yıl geçti. Bu hayalet tüm sevimsizliğine rağmen Batı ekonomi modelinde “elit veya establishment” tabir edilen kesimler üzerinde bir denge unsuruydu ve en azından ekonomik anlamda aşırıya kaçmalarını engelliyordu. Hayaletin önce silikleşmesi ardından sahneden tamamen çekilmesi ile bugün tartışılan globalleşme, gelir eşitsizliği gibi konuların çok daha hızlı bir tempoda geliştiğini gördük. Bu gelişmelerin neticesi de dikkatli gözler için Trump ve Brexit olmalıydı ve oldu da. Ancak kaçınılmaz veya kısa vadede doğru da olsalar her ikisinin de çözüm veya son nokta olması mümkün değil. Peki bundan sonrası nasıl gelişebilir? Bir başka sefere.

Şant Manukyan
Müdür | Uluslararası Piyasalar – Hisse Senedi ve Türev

unnamed

Subscribe
Bildir
guest

0 Yorum
Inline Feedbacks
View all comments