Faiz artışları ve IMF ile varılan anlaşmaya rağmen Arjantin’de işlerin neden stabilize olmadığına dair bir kafa karışıklığı oluşmuş durumda. Kurda yaşanan sert satışların ve dönem dönem ana hisse endeksi Merval’de görülen sert alımların birkaç nedeni olabilir.
2015 yılında bir devalüasyon yaşanmasına ve gerek reel gerekse nominal bazda Arjantin Peso’su (ARS) ciddi anlamda gerilemiş olmasına rağmen ülkenin cari açığında bir düzelme yaşanmadığını, hatta arttığını, görüyoruz. Cari açığa paralel olarak ticaret dengesine baktığımızda en azından teoride beklenen toparlanmanın neden gelmediğini anlayabiliyoruz. Özellikle bu yıl yaşanan kuraklık nedeni ile soya fasulyesi başta olmak üzere tarım ihracatı ciddi darbe yemiş durumda. Ticaret dengesi negatif etkilendiği gibi ihracatçının dolardan ARS’ye dönme veya düşük kurdan faydalanma stratejileri bu yıl sahneye konamıyor. Bu dinamiklere ek olarak sene başında Arjantin Merkez Bankası’nın kararsız davranması ve ülkedeki hiperenflasyon hafızası, iç piyasanın güvensizliğini ve dolar talebini artırıyor. Girişte paylaştığım gibi 2015 devalüasyonu hafızalarda hala canlı ve yüksek faizler nedeni ile yeni bir resesyon da kaçınılmaz. Bu nedenle hane halkı dolar alarak kendisini olumsuz ekonomik gidişattan korumaya çalışıyor.
Öte yandan ABD verileri ve gelen açıklamalar FED’in henüz yolundan dönmeyeceğine işaret ediyor. Bugün açıklanacak olan ücret verisinde % 0,3 veya üstü bir artış bu düşünceyi pekiştirecektir. Piyasaları kısa vadede yatıştıracak en önemli gelişme FED’in Eylül artışından sonra Aralık ayına işaret etmemesi olacak. Ancak henüz buna dair bir işaret almış değiliz. Macri’nin IMF’den daha hızlı davranmasını istemesi ve bunun piyasaya açıklanması panik yarattı. Doğru bir iletişim stratejisi olmamasına rağmen haklı bir çığlık diyebiliriz. Uzun vadeli Arjantin bonolarının satış yemesi ülkenin döviz rezervleri üzerinde bir etki yaratmaz ancak vadesi dolan kredilerin çevrilmediği, ödeme talep edildiği bir ortamda hükümetin pek fazla bir alternatifi kalmıyor. Bu nedenle Arjantin IMF’den elini çabuk tutmasını istiyor. Bu noktaya kadar faiz artışının kısa sürede tam olarak kendisini sorunların çözümü olarak gösterebileceği bir madde maalesef yok. Piyasa da bunun farkında ve spekülatif işlemler artıyor. Ancak 2019’da görülecek olan toparlanmaya da aynı hızda tepki verilecektir.
Bizim de dâhil olduğumuz gelişmekte olan ülkeler varlık sınıfının bir noktada aynı şekilde fiyatlanmasının kaçınılmaz olduğunu biliyoruz. Arjantin ve Türkiye ile başlayan satışlar Brezilya, Hindistan, Endonezya vb ülkelere de sıçramış durumda. 1997-98 yıllarında yaşanan ve kurların büyük ölçüde dolara çıpalandığı döneme oranla görüntünün daha “sağlıklı” olduğunu söylemek mümkün. Buna rağmen çok daha zayıf ve yakından kendisinin bir sorun olması kaçınılmaz bir Avrupa ile Çin söz konusu. Kısacası temkin zamanı çoktan geldi.
Şant Manukyan
Müdür | Uluslararası Piyasalar Hisse Senedi ve Türev