Bu konuya FED toplantısından sonra değinmiştim; Mark Twain’in dediği gibi “tarih tekerrür etmez ancak kafiyelidir”. Bu nedenle bir fikir jimnastiği babında paylaşmak istiyorum. Böbürlenmek istemem; var olan tüm FED tutanaklarını yıllar içinde okumuşluğum var. Bu paylaşacağım tutanaklar 27 Temmuz 1927 tarihli. 3.Ekte orijinalini de paylaşıyorum. Bu tarihte Altın standardı geçerli ve Altın ABD’ye doğru akıyor. Dolayısı ile FED Altın akışını kesmek ve Ingiltere’yi yeniden sisteme almak istiyor. Aynı zamanda bu akışın terse dönmesi için Avrupa’da faiz artışları var. FED o tarihte diyor ki (harfler arası boşluklar benden değil)
- Consideration was given to the continued fal l in commodity prices, to the fact that there was a diminution of borrowing from the reserve banks at ft b b m t tosome slackening in business, and e s pecially to the relation of money rates in the United States to money rates in Europe. Emtia fiyatları ve kredi hacminde bir gerileme olduğu ve ABD isl Avrupa’daki faizler arasındaki ilişki göz önüne alındı.
- All present at the meeting recognized that these developments would necessarily have a depressingeffect upon business abroad and might tend to restrict the freedom of purchases of in this country at the usual season. Toplantıya katılanların tümü bu gelişmelerin (Avrupa’nın faiz artımak zorunda kalması ile ekonomilerin kilitlenme ihtimali) ABD ekonomisine de etkisi olabileceğinin farkında.
- It was also brought out that is the duty of the central banks to keep money rates at as low a level as maybe atta in end with safety and that at this time rates could be reduced not only withouth am but with resaonable expectations of beneficialresults. MB’lerin görevi ekonomiye zarar vermeyecek şekilde faizleri düşük tutmaktır.
- It was felt that the only possible adverse development resulting from a general lowering of discount rates would be in the speculative security markets, but that this possibility should not stand in the way of the execution of an otherwised esirablepolicy. Böyle bir stratesinin tek negatif etkisi spekülatif bir hisse yükselişi olabilir ki bu ihtimalin pozitif etkilerin önüne geçmesine izin vermemeliyiz.
Şimdi aşağıya baktığınızda 1921 dibinden 1927 Temmuz Fed toplantısında kadar Dow’un 175% prim yaptığını görüyorsunuz.
Bu tarihten 1929 Tepesine kadar 2 yıllık dönemde prim ise 118%. Dow’un 2009 dibinden 2015 zirvesine primi 177%.
Sonra tutanağın sonuna geliyoruz:
- The most im portant consideration at the m eeting was undoubtedly the fact that the differentialbetween the rates in New York and the rates in London not today sufficient to enable London, There fore the rest of Europe, to escape general advances in rates unless rates here were lowered, and that the consequence o f such high rates as would result in Europe would be unfavorable to the marketing of our export produce abroad and would have an ad verse effect generally on world trade. New York’ta oranları düşürmediğimiz taktirde Londra ve Avrupa’nın geneli yükselen faizlerden kurtulamaz ve yüksek oranlar hem bizim ihracatımız hem de dünya ticareti açısından negatif sonuçlar doğurur.
Kısacası FED ilk kez dünyanın MB’liğine soyunarak faizleri düşük tutmaya karar vermiyor. Daha önce de yaptı, hiç şüphesiz daha sonra da yapacak.
Peki tutanakların kahramanlarına ne oldu?
Üyelerden Adolph Miller bu kararın hisse spekülasyonuna benzin dökmek olduğunu söyleyerek itiraz etti, James McDougal ve George Norris (Chicago ve Philly FED başkanları) faiz artışı talep etti ve McDougal Chicago’da faiz indirimi kararını uygulamadı (ki eskide farklı FED bölgelerinde farklı faizler vardı) ancak bir süre sonra teslim oldu. NY FED’in güçlü başkanı ve Alman-Fransız-İngiliz MB’leri ile toplanarak bu kararı aldıran kişi Benjamin Strong
16 Ekim 1928’de vefat etti. J.P. Morganla olan ilişkisi ve Jekyll toplantısına katılan biri isim olduğu için çok tartışıldı. Yaşasaydı uluslararsı finansı anlayan bir isim olarak1929 krizine izin vermezdi diyen pek çok akademisyen (Kindleberger) olduğu gibi nedenlerinden biri olarak gören çok isim (Rothbard) de vardır.
Ancak bu kararı aldıktan sonra Altın Avrupa’ya geri dönmedi, 1928 yılında FED faiz artırmaya başladı, ABD’ye para akışı hızlandı ve endekslerde muazzam bir yükseliş yaşandı ardından 1929 krizi ve bonolarda büyük defaultlar geldi. Şayet S&P yeni zirve yaparsa konuya devam edeceğim…
Şant Manukyan
Müdür | Uluslararası Piyasalar Hisse Senetleri ve Türev