Sermaye Piyasası Kurulu’nun 2011 yılının sonlarına doğru kontrolü altına aldığı kaldıraçlı alım satım işlemleri, geçtiğimiz yıl Türkiye piyasaların en fazla konuşulan yatırım araçlarından biri olduğuna kimsenin itiraz etmeyeceği kanısındayım. Verilen lisanslarla Kaldıraçlı Alım Satım işlemlerini yatırımcılara sunabilecek aracı kurum sayısı her geçen gün artarak yılsonu itibariyle yirmi ikiye ulaşırken, 2012’nin ilk dokuz ayında Türkiye Sermaye Piyasası Aracı Kuruluşlar Birliği’nin rapor ettiği rakamlarda kaldıraçlı alım satım işlem hacmi 1 trilyon dolara ulaştı. (Hacim bilgisi yanıltıcı olmasın çünkü kurumların farklı uygulamaları nedeniyle gerçek işlem hacmini yansıttığını düşünmüyorum).
Piyasanın regüle edilmeye başlanmasına rağmen kaldıraçlı alım satım işlemlerinin yapısı nedeniyle, daha öncesinde sınırlı operasyonları olan aracı kurumlar büyük kurumlarla aynı seviyede rekabet etme ortamı buldu. Ortaya çıkan rekabetten en fazla faydalananlar ise yatırımcılarla birlikte yeni türeyen aracı kurumların yatırımcılar nezdinde ad bilinirliklerini oluşturmak için sıklıkça kullandıkları reklamlar sayesinde gelirleri pozitif etkilenen basın yayın kuruluşları oldu diyebiliriz.
Yurtdışı foreks işlemleri açısından yeni olan ve Facebook ile global fenomen haline gelen Sosyal Ağ kavramının finans piyasalarına uyarlanmış versiyonu “Social Trading” konsepti, yurtiçi piyasalardaki kaldıraçlı alım satım platformlarını domine eden MetaTrader’ın altyapısındaki güncelleme ile beraber hayatımıza girmiş bulunuyor. 2011 yılında yurtdışı piyasalarda çeşitli programlar ile hız kazanan “Social Trading” MetaTrader’ın bu fonksiyonu platformuna entegre etmesiyle 2013 yılında daha da hız kazanacak gibi.
Konsept olarak yatırımcıları sistem yapıcısı ve sistem kullanıcısı olarak ikiye ayıran platformda, sistem yapıcısı kendi hesabındaki Trading aktivitesinin takip edilmesine ve sosyal platformlarda performans bilgisinin yayınlanmasına izin veriyor. Sistem kullanıcılarının sistem yapıcılarının performanslarını şeffaf olarak karşılaştırma olanakları buldukları sosyal ağda, ilgilenen yatırımcılar beğendikleri kullanıcının işlemlerini belirlenen ücret karşılığında kendi hesaplarına kopyalayabiliyorlar.
İlk etapta aslında pasif ve ekranları karşısında 1’e 100 kaldıraç nedeniyle her an tetikte olamayan yatırımcılar açısından faydalı bir araç olarak öne çıkan “Social Trading”, fon dünyasında olduğu gibi yatırımcıların performansa göre diledikleri sistem yapıcısını (portföy yöneticisini) ya da sistemin amacını (fonun yatırım amacı) seçmelerine olanak sunuyor. Yatırımcıların karşılaştırma yaptıkları platformun güncel ve sağlıklı bilgi vermesi amacıyla, MQL platformunda sistem yapıcısı olmak için gerekli olan bir aylık deneme süresinde performansı %60’ın üzerinde kayıp gösteren hesaplar sistemde yayınlanmıyor. Performanslarını şeffaf olarak pazarlama olanağı bulan sistem yapıcıların daha sistematik ve disiplinli stratejiler oluşturarak hem kendilerinin hem de diğer yatırımcıların ortalama 6 ay olan aktif işlem yapma sürelerini uzatması bekleniyorr.
Şüphesiz her yenilik gibi, bu konsept de beraberinde sorunları getiriyor. İlk olarak kopyalanacak işlemlerde sistem yapıcısının kullandığı işlem platformundaki fiyatlamalar ile sistem kullanıcısının platformundaki fiyatlamalar OTC bir piyasa olması nedeniyle farklılık gösterip performansı etkiliyor. Ayrıca, yatırımcının platformunun donduğu, kapatıldığı ya da Türkiye’deki iletişim altyapısının cilveleri nedeniyle internet kesintileri olduğu durumlarda gönderilen sinyaller işlemleri tetiklemeyip abone olunan sistemin birebir takip edilmesini engelliyor. Yatırımcının hesabındaki teminatın hangi yüzdesel oranla takip edilecek sistemi kopyalayacağının, 1’e 100 kaldıraçlı işlem yapmanın riskleri nedeniyle, çok dikkatli hesaplanması gerekiyor. Aksi halde otomatik olarak gelecek sinyallere paralel olarak yatırımcı hesabında stop-out’lar tetiklenip istenmeyen zararlar doğurabiliyor.
Her zaman rekabeti arttıran ve yatırımcıları daha çok etkileşim yapmaya iten yenilikler, regülasyon sonrası hızlı bir şekilde büyüyen kaldıraçlı alım satım işlemlerinin gelişimi açısından gerçekten pozitif olacaktır. Ancak, yeniliklerin arkasından gelen risklerin yatırımcılar tarafından iyice tartılması ve alınan risklere yönelik farkındalığının ortaya koyulmasıyla, “Social Trading”in Foreks piyasalarının vazgeçilmezi olması kaçınılmazdır. Aksi halde “One-Hit Wonders” kategorisine yeni bir kayıt yapmak gerekecektir.
Son olarak “Social Trading” konseptini inceleyecek yatırımcılara, Amerika’da fonda çalıştığım günlerden unutamadığım disclaimer’ı hatırlatmakta fayda olacaktır -“Past performance does not guarantee future results”.
Cüneyt Akdemir
Müdür Yardımcısı | Uluslararası Piyasalar