Aslında bu uzun süredir yazmayı düşündüğüm bir konu ancak Danimarka’nın bono ihraç etmeyi durdurması tetikleyici oldu. Ülke 2015 yılı için 11.4 bn dolarlık ihraç planlamıştı ve banka fiskal durumun iyi olması nedeni ile bu kararı alabileceğini söyledi. Ancak bir an için durumun bu olmadığını var sayalım. Yazacağım her şey zaten 2008’den bu yana (daha önce de kavramlar vardı elbette ama hız kazandı) çok ateşli şekilde tartışılan konular. Google’a MMT veya Chartalism , Metallism vs yazarsanız aşağıda yazdıklarımın alıntı olduğunu göreceksiniz. Bu nedenle tek tek tüm kaynakları belirtmeyeceğim. Ayrıca Warren Mosler’da tanıştığım ve bu konularda zaman zaman tartışma fırsatı bulduğum birisidir. Kısacası yazdığım her şey daha önceden yazılmıştır, ben sadece tartışma ufkumuzu genişletmek için özetliyorum.
Standart varsayımımız nedir? Devletler vergi ve borçlanma yolu ile harcamalarını yaparlar. Bunu unutmayalım. Daha önce kısmı rezerv sistemi veya mevduatların krediye dönüşmesi , kredi için rezerve ihtiyaç olması gibi genel geçer kuralların doğru olmadığını ve cari finansal sistemin böyle çalışmadığını paylaşmıştım. Jargonda 2 tür para tanımı vardır : Inside/içsel Money ve Outside/dışsal Money . “Parayı” bankacılık sistemi kendi içinde kredi yolu ile yarattığı için bu inside/içsel paradır. Banka mevduatları, kredi kartı vs hepsi bu gruptadır. Ve bildiğiniz üzere günümüzde çoğu işlem fiziksel para ile değil bahsettiğimiz unsurlar sayesinde gerçekleşir. İçinde yaşadığımız finansal sistemin dengesiz olmasının nedeni de bir bakıma budur. Minsky’nin söylediği gibi düzen düzensizliği getirir. Rahat bir ortamda bankalar gerekli risk önlemlerini almaz ve bir süre sonra krize neden olacak kredi ve borçlanmalarda bulunurlar.
Dışsal para ise devletlerin yarattığı yani metal ve kağıt para ve son dönemde patlayan rezervlerdir. Tekrarlarsam Rezervlerin miktarını sadece MB belirleyebilir ve interbank piyasada varlık gösterir. Finans dışı özel sektörün araya girmesi imkansızdır. Bankalara rezervleri sadece bir birine satabilir.FED son noktada rezerv sağlayarak sistemin işlemesinden sorumludur diyebiliriz. 1800-1912 dönemine kadar olan krizlerde sadece finansal şoklardan bahsetmiyoruz. Takas sisteminin de çökmesinden bahsediyoruz. FED bunun da önüne geçmek için kuruldu (iyi kötüyü tartışmıyorum olanı söylüyorum). FED payment/ödemeler ve settlement/takassistemini çalışmaz hala gelmekten korumak için kuruldu.
Dikkat ederseniz farklı para büyüklüklerinden bahsediyoruz. Bir kısmı M0 veya MZM olarak geçerken bir kısmı da M3 olarak sınıflandırılır. Para tabanının istediğiniz kadar büyütün kredi sistemi çalışmıyorsa M3 veya enflasyon gibi daha karışık finansal unsurları yaratmanız mümkün olmaz. Günümüzde olduğu gibi.
Para dediğimiz zaman çok sayıda unsur anlaşılabilir. Moneyness dediğimiz kavram ise bu çeşitli unsurlarım masala 1’den 10 giden bir skalada ne kadar etkin olduklarını tarif eder. Havale, EFT, kredi kartı ödemeleriniz vs için kullandığınız banka mevduat ve bir noktada nakit para en yüksek moneyness değerine sahiptir. Rezervler ise ödemeler sisteminin çalışması için önemlidir ancak bir destek unsuru olduğundan daha düşük moneyness’e sahip kabul edilir. Altın veya gümüş ise değerli olmalarına rağmen işlemlerde kullanım kolaylığı az olması nedeni ile moneyness özelliği daha zayıftır. Keza bir bono veya hisse çok daha düşüktür.
Herman Minsky “isteyen herkes para basabilir önemli olan başkalarının bunu kabul etmesidir” der. O halde paranın değeri nasıl ortaya çıkar? Acceptance value olarak bilinen tanım paranın işlemlerde konu olmasını sağlar. Muhasebe kayıtları, alış veriş işlemleri, borsa işlemleri vs TL ile yapılıyor. Ancak söz konusu işlemlerin bir kısmı Dolarla da yapılabilir? Bu noktada en kullanışlı unsur “Vergilerdir” . TL’nin geçerli para birimi olması vergi ödemesine konu olması ile halledilir. Bu nedenle Bitcoin mantıklı bir fikir olmasına rağmen önüne geçilmesi zor bir fikir değildir (Bu konuda Hayek’i baz alarak bir blog yazmıştım). Midas da olsanız motorlu taşıtlar vergisi günü geldiğinde TL bulmanız gerekir (Global bazda da rezerv para birimi bu nedenle kritiktir) İkinci değeri ise 16. yy’dan beri Quantity Value olarak bilinen değeridir. Fiat Money/Kağıt Para sisteminde (kağıt para hep söylendiği gibi Batıda keşfedilen veya İlluminati’nin bizi çökertmek için son yüz yılda bulduğu bir unsuru değildir, pek çok konuda olduğu gibi ilk kullanıcısı Çinlilerdir, yazının sonunda ufak bir not düşüyorum) para içindeki altın nedeni ile değil ülke ekonomisinin üretim gücü, verimliliği, enflasyon oranı, para miktarı ve kanunlar gibi nedenlerle değer kazanır ve halk tarafından talep edilir. Tarihte finansal durumu bozulan pek çok imparatorluğun altın/gümüş miktarı düşük para bastığını ancak vergileri altın/gümüş miktarı yüksek olanlarla topladığını görürüz. Örneğin Roma Cumhuriyetinde ordunun ücretleri ve vergi toplama Denarius adı verile metal para ile yapılırdı. ilk başta sert olması için çok az bakır katılan katıksız gümüş diyebileceğimiz Denariuslar Trajan zamanında 85% gümüşe Marcus Aurelius zamanında 75%’e M. S 260 Gallienus zamanında ise 5% gümüşe düşmüştü. Bu dönem imparatorluğun bartera döndüğü ve sadece saf altınla gümüşün vergi kabul edildiği dönemdir.
ABD Hazine bakanı bu nedenle sık sık güçlü dolardan bahseder, hoşuna gittiği için değil temsil ettiği kavramları bildiği için. Keynes’inşu cümlesi ile bu konuyu bitiriyorum : “Para değer ölçütüdür ancak paranın değerinin yapıldığı maddeden kaynaklandığını sanmak bir tiyatro bileti ile tiyatro oyununu karıştırmaya benzer” “money is the measure of value, but to regard it as having value itself is a relic of the view that the value of money is regulated by the value of the substance of which it is made, and is like confusing a theatre ticket with the performance”. (Altın sistemi bir daha asla geri gelmeyecek, aslında sanıldığı gibi bir sistem 1800’lerde bile yoktu bknz blog, altın sadece ara geçişte çok değer kazanacak) . Placido Domingo konser bileti 500 lira değil sadece 1 kuruşluk kağıt değerine sahip ancak 500 lirayı Domingo’yu dinleme fırsatı verdiği için ödüyorsunuz veya trade edebiliyorsunuz. Eğer o değil de ben sahneye çıkarsam kağıdın değeri aynı ama biletin değeri eksi bile olabilir.
Dikkat ederseniz burada Para ve Servet arasında henüz bir ilişkiden bahsetmedim. Bugünün 1 doları ile FED’in kurulduğu tarih olan 1913’ün 1 doları arasında satın alam gücü olarak çok büyük bir fark olsa da üretim ve verimlilik penceresinden baktığımızda bugün daha zengin olduğumuzu söyleyebiliriz. 1913 50 doları ile Ankara’ya 2 kez gidip gelebilirdim ama bu bir kaç günümü alırken 2015 50 doları ile sadece 1 saat içinde 1 kez gidip gelebiliyorum. 50 dolar değerinin yarısını kaydetmiş (mi?)
Buraya kadar temel kavramları paylaştım.Yazının ikinci kısmında bonoların rolü dahil sistemin nasıl çalıştığına değineceğim. Ancak Çin kağıt parasına yönelik bir notla bu bölümü tamamlıyorum. Marco Polo hatıralarında çok şaşırdığı kağıt para sistemini şu kelimelerle anlatır: “All these pieces of paper are issued with as much solemnity and authority as if they were of pure gold or silver; and on every piece a variety of officials, whose duty it is, have to write their names, and to put their seals. And when all is duly prepared, the chief officer deputed by the Khan smears the Seal entrusted to him with vermilion, and impresses it on the paper, so that the form of the Seal remains printed upon it in red; the Money is then authentic. Anyone forging it would be punished with death.” ” Kabaca :”Kağıt aranın üzerinde yetkililerin imzası ve hükümdarın mührü bulunur ve bu para saf altınmış gibi işlem görür, kalpazanlığın cezası ölümdür“. Marco Polo : Dünyanın tüm parasını basmak imparatora sıfır maliyet getirir der. You might say that has the secret of alchemy in perfection…the Khan (burada bahsettiği de Kubilay aslında) causes every year to be made such a vast quantity of this money, which costs him nothing, that it must equal in amount all the treasure of the World. Geri dönüp Batıda bu konuyu anlattığında büyük şaşkınlık yaşanacaktır. Bu uygulama Çin’de 800 yıllarda metal olmadığı için “uçan para” olarak bilinir ve Moğol istilasından 1455 yılına kadar da çeşitli düzenlemelerle devam etmiştir. Daha sonra ise gümüş sahneye çıkmıştır.
Konumuzun dışında ancak bu iş Çin ekonomisi için tatsız bitecektir.
Şant Manukyan
Müdür | Uluslararası Piyasalar Hisse Senetleri ve Türev