Nice Yıllara FED

Önce FED’in kararına kısaca değinmek istiyorum. Tapering  ve 4 trilyon dolarlık bilançosu arasında asıl tartışmamız gereken konu flow mu stock mu konusu olmalıdır. Yani FED’in alımları mı yoksa FED’in bilanço büyüklüğü mü etkili oluyor. 1911 yılında Irving Fisher The Purchasing Power of Money, its Determination and Relation to Credit, Interest and Crises adlı kitabında bugün MV=PQ olarak bilinen denklemi oluşturan isimdir. Yani M= dolaşımdaki para, V= dolaşım hızı, P= fiyatlar ve Q= işlem miktarı. Şimdi bir görüşe göre M’nin yeterince büyük olması yeterlidir, diğer görüşe göre ise tam işlemeyen bir piyasada FED’in varlık alımları daha önemlidir. Ben stock yani bilanço büyüklüğünün daha önemli olduğunu düşünüyorum. Yani FED gaz pedalına artık daha fazla basmayacak ancak cruise control kullanacak yani sabit duracak.

23 Aralık 2013 FED’in 100. Yılını doldurduğu tarih . Dünyanın ilk Merkez Bankası olarak kabul edilebilecek yapı bilinenin aksine Bank of England değil Wisselbank’tır. Bank of Amsterdam olarak bilinen bu bankanın ilginç bir hikayesi var ve isteyen Wikipedia’dan kolaylıkla ulaşabilir. Benim için önemli olan bu banka ilk kurulduğunda paranın sadece “saklandığı bir yapıya” sahiptir ve işin sonunda fiat money kavramı yani içsel değerinden daha fazla değere sahip olma kavramının da net bir şekilde doğduğu yerdir. FED’in kuruluşu 1913 tarihinde olsa da ABD’de Merkez Bankası deneyimi 1791 tarihinde başlar. Ancak daha öncesinde ABD’nin kurucularından Jefferson ve Hamilton arasında ülkenin finansal sistemi ve Merkez Bankasının gerekliliği üzerinde ciddi tartışmalar yaşanmıştır. Savaş sonrası borçlar üzerine çıkan tartışmanın ardından Hamilton ulusal bir banka kurulması yönünde görüş bildirdiği Report of the Secretary of the Treasury on the Public Credity belgesinde argümanlarını şu şekilde sıralar: ”Doğru şekilde kullanılan borç “paranın” yapması gereken her işi görür. Ortada daha büyük bir sermaye olduğundan ticaret gelişir, tarım ve imalat desteklenmiş olur ve likiditeyi artırım verimli kullanıldığından genel faiz oranlarını düşürür.” Başkan Washington’un da konuya sıcak bakması ile diğer cephenin lideri Jefferson Opinion on the Constitutionality of Establishing a National Bank adlı karşıt görüşünde bir Merkez Bankasının yetkileri itibarı ile kongrenin bile üzerinde olacağını ve böyle bir durumun ülkede ayrıcalıklı bir kesimin doğuşuna neden olacağını savunmuştur. İç Şavaşta olduğu gibi burada da tarıma dayalı Güney ve sanayileşen Kuzey arasında ekonomik çıkar çatışması vardır. Zira tarıma bağımlı eyaletler mevsimsel olarak dalgalanan kredi taleplerinde kontrolün bankalara bırakılması fikrine her zaman muhalefet etmiştir. Sonuç olarak 25 Şubat 1791’de Fisrt Bank Of United States 20 yıllık bir süre için kurulmuş ardından Second Bank of United States o dönemin Başkanı Andrew Jackson tarafından süresi uzatılmadığından tarihe karışmıştır.

1873 ve tamamen J. P. Morgan’ın kişisel ağırlığı ile çözülen 1907 krizinden sonra ABD’nin elitleri ve politikacıların büyük kısmı artık bir merkez bankasının kaçınılmaz olduğunu düşünmeye başlar.J.P. Morgan bu kriz sırasında tüm bankacılar (ve ayağına çağırdığı Hazine Bakanını) ofisinde toplamış, krizin bir likidite mi yoksa batık (liquidity-insolvency) banka krizi mi olduğunu araştırmış ardından gerekli likiditeyi sağlamıştır. Piyasayı sakinleştirmek için “açığa satan borsacılarla daha sonra hesaplaşacağını” da açıkça söyleyerek bu grubun önüne geçmiştir. 1908’de Senatör Aldrich’in başkanlığında bu krizi araştıran komite bir MB’nin eksikliğini tespit eder. Ancak önceki örneklerin aksine bu banka tek bir merkezde olmayacak ve yönetimde iş adamları, bankacılar ve politikacıların atayacağı isimler olacaktır. Senatör Aldrich’in ilk tasarısı kabul edilmez. Ancak birkaç yıl sonra verilen tasarı kıl payı kabul edilecektir. Öyle ki Missouri senatörü James A. Reed sayesinde kabul edildiği için Missouri 2 Federal Rezervine sahip tek eyalettir. 12 merkez bulunmasını isteyen diğer bir senatör Glass’in seçim bölgesinin başkenti Richmond da sadece bu nedenden dolayı FED’e ev sahipliği yapar. FED 1913’te enflasyon ve işsizlikle savaşmak için kurulmamış sadece banka krizlerini yumuşatmak ve likidite sağlayıcısı olmak için var edilmiştir. Yukarıda bahsettiğim neden ve kaygılarla da özeldir. Ne politikacılar, ne iş adamları ne de bankacılara aittir. FED’in sahibi kim konusu heyecanlı ve rating getirdiğinden biraz daha devam etmek istiyorum. Her bölgede hissedarlar yönetim kurulunun 9 üyesinden başkan da dahil olmak üzere 6’sını seçer. Şimdi heyecanlı kısma geliyorum, FED’in bankacılık karteli tarafından kontrol edildiği bölümüne. NY FED, büyükten küçüğe olmak üzere,  1983 tarihli bir çalışmaya göre (doğruluğu elbette tartışılır, çalışma FED dokümanlarına dayandığını iddia ediyor) bir kısmı bugün satın alınmış ve birleşmiş olan şu bankalara aittir :Citibank, Chase Manhatten, Morgan Guaranty Trust, Chemical Bank, Manufacturers Hanover Trust, Bankers Trust Company, National Bank of North America, and the Bank of New York. O tarihte bu bankaların hissesi 63 buluyordu. Bu bankaların hissedarlarına baktığınızda ise bazı Avrupalı (Londra) isimler ve böyle yazıların olmazsa olmazı Rothschild çıkar. FED’in kendi ağzında FED’in yapısı şu şeklidedir: FED hisseleri konusunu biraz daha detaylandırmam gerekirse şunları söyleyebiliriz. 12 Bölgesel FED vardır ve üye bankalar bu FED’lerin sahibidir.Hisseler satılmaz, trade edilemez ve teminat olarak kullanılamaz (tam doğru olması için max 25Klık miktar satılabilir ama oy hakkı yoktur). Söz konusu bankalara 6% temettü ödenir. Örneğin geçtiğimiz aylarda FED’in karından ve bunun Hazineye transferinden bahsetmiştim. Bu kardan temettü de ödendi (1.5 bn dolar).

Tabii FED’den bahsederken Nelson Aldrich ve  Jekyll Adası toplantıları ile Titanic buz dağına çarptığında “içkime buz istemiştim ama bu biraz abartılı oldu” dediği rivayet edilen Astor ve Guggenheim, Strauss gibi FED (aslında Aldrich Act olacak) karşıtı elitlerin “öldürülmesi “(bir de J.P. Morgan’ın gemide özel süiti olduğunu ancak Fransa’da kalmayı tercih ettiğini ve Vanderbit’in de gemiye binmediğini söylersem tadından yenmez) gibi konulara değinmeden olmaz. Ama ben o dönemde yaşayan yani bir merkez bankasız hayatı bile muhalif politikacıların cümlelerini paylaşmak istiyorum:

Some people think that the Federal Reserve Banks are United States Government institutions. They are private monopolies which prey upon the people of these United States for the benefit of themselves and their foreign customers; foreign and domestic speculators and swindlers; and rich and predatory money lenders.” Bu sert kelimeler Temsilciler Meclisi Bankacılık ve Para komitesi başkanı ve FED muhalifi Louis Thomas McFadden’a aittir.

FED’in kuruluşuna muhalefet eden bir diğer isim de 1907-1917 yılları arasında Temsilciler Meclisi üyesi ve ünlü havacı Charles Lindbergh’nın babası C. August Lindbergh’dir. Öyle ki FED üyeleri Warburg ve (FED’in 2. başkanı olacak) Harding’in anayasayı değiştirme suçundan yargılanması için önergeler vermiştir. Lindbergh’e göre “This [Federal Reserve Act] establishes the most gigantic trust on earth. When the President Woodrow Wilson signs this bill, the invisible government of the monetary power will be legalized….the worst legislative crime of the ages is perpetrated by this banking and currency bill

Yazıyı günümüzden önemli bir ismin merkez bankaları ile ilgili görüşü ile bitirmek istiyorum. Bakın FED başkanı Paul Volcker ne diyor: Indeed, to someextent, central banks were looked upon and created as a means of financing the government, which I do not think people have in mind when thinking about central banking today. The Federal Reserve itself was not established until 1913; the Bank of Italy, later than that; the Bank of Switzerland, not much before that; the Bank of Canada, in the 1930s…… And if you say a central bank is essential to a market economy, I have to ask you about Hong Kong, which has no central bank at all in the absolute epitome of a free market economy. Yet it does quite well in terms of economic growth and stability. So the question remained in my mind….. There are other potentially more effective ways to get a handle on inflation than a central bank. A central bank might be attractive to those here, many of whom are central bankers. But it is not the only way you can deal with inflation. In fact, as you well know, a central bank can become an engine of inflation rather than the reverse.”

Komplo teorilerinden, müdahalesiz bir piyasa hayal edenlerden veya MB’leri olmazsa olmaz kabul eden hangi görüşten olursanız olun FED sıra dışı bir vakadır. 100. yılını kutlayan bu kurumun bir 100 yıl daha yaşayacağından şüpheliyim ancak önümüzdeki 5 yıl içinde çok daha önem kazanacağından ve gelişmelerin tam merkezinde olacağından hiç şüphem yok. Çünkü muazzam bir değişim dönemine giriyoruz.

Şant Manukyan

Müdür | Uluslararası Piyasalar