Fırtına mevsimi yeni başlıyor

businessman-umbrella-storm-shutterstockAsya ve Avrupa denizlerini eş zamanlı olarak vuran yıkıcı fırtınaların ardından dünya piyasaları hafta sonuna güçlü bir yükselişle girdi. Fırtınanın bittiğine inanan cesur yatırımcılar güvenilir limanlardan çıkıp yeniden avın bereketli olduğu riskli denizlere yönelmeye başladı. Risk iştahındaki artışın ilk işareti Perşembe günü Şangay borsasındaki sert yükselişle başladı. Ekonomi yönetiminin müdahalelerinden cesaret alan yatırımcıların alışlarıyla Çin hisse senetleri iki günde yüzde 10’dan fazla yükselerek son bir aydaki kaybının dörtte birinden fazlasını geri aldı. Yükselişin ikinci bacağı Yunanistan’ın daha önce kabul etmeyerek referanduma götürdüğü kurtarma paketinin benzerini parlamentosunda onaylatarak Euro Bölgesi yetkililerine göndermesi ile başladı. Yeni bir kurtarma paketiyle Yunanistan borç krizinin öteleneceğine inanan yatırımcıların alışlarıyla dünya borsalarında yüzde 3’ün üzerinde yükseliş yaşandı.

Küresel fırtına bitti mi, yoksa yeni mi başlıyor? Maalesef, fırtına mevsimi yeni başlıyor. Trajedinin memleketi Yunanistan’da mutlu son beklemiyoruz. Çin değerlemeleri ekonomi ve politika alanındaki riskleri henüz fiyatlamıyor. Fed eninde sonunda faiz silahını çekecek. Yunanistan cephesinde iyimser değiliz. Yaşanan kavgalar sonrasında Avrupa’nın Syriza hükümetine güvenmesi kolay değil. Çoğu Avrupa ülkesi yeni bir kurtarma paketini onaylamadan önce hükümetin reform paketini uygulamaya başlamasını istiyor. Syriza hükümetinin önünde iki temel açmaz var.

  1. Referanduma götürüp halkın reddettiği paketi tek taraflı nasıl uygulayacak?
  2. Yardım almadan bankalardaki likidite sıkışıklığını nasıl çözecek?

Çin cephesinde iyimser değiliz. Çin borsasındaki yükseliş kredilerdeki hızlı büyümeden rahatsız olan ekonomi yönetimin şirketleri daha uzun vadeli borçlanma imkanı veren borsaya yönlendirmek istemesiyle başladı. Fiyatların serbest piyasada belirlenmediği, döviz kurunun ve faizlerin devletçe belirlendiği bir ülkede sermaye piyasalarındaki fiyatlar da doğal olarak kamunun yönlendirmesi ile belirlendi. Ancak bu işte de ifrata kaçıldı. Ekonomideki yavaşlama ve şirket karlarındaki duraklamaya rağmen suni olarak iki katına çıkartılan borsa sonunda gerileyerek temel değerlerine yaklaştı.

Fed tarafında görece daha iyimseriz. Çin ekonomisinin yavaşlaması, Yunanistan krizi ve tırmanan jeopolitik riskler küresel büyümede ve ABD ekonomisinde aşağı yönlü riskleri artırdı. Petrol fiyatlarında devam eden gerilemenin manşet enfl asyonu defl asyonist sulara yaklaştırdığı bir ortamda Fed’in faiz artışı yapmasını beklemiyoruz. Yatırımcılar soruyor, madem Çin ve Yunanistan hakkında endişelisin, neden Türkiye için iyimsersin? Üç temel nedeni var:

  1. Avrupa ekonomisi tüm olumsuz gelişmelere rağmen toparlanmaya devam ediyor.
  2. Düşük emtia fiyatları Türkiye’ye zayıf karnı olan enfl asyon ve cari denge sorunlarını çözmek için fırsat veriyor.
  3. Küresel büyümedeki aşağı yönlü riskler Fed’in faiz artırımlarını ötelemesine neden olabilir. Somut kanıtlara dayandıramadığımız bir neden daha var. İran ile Batı arasındaki görüşmelerin başarıyla sonuçlandırılması durumunda Türkiye’nin barış rüzgarlarından en çok yararlanacak ülkeler arasında yer alması.

Serhat Gürleyen, CFA

Direktör | Araştırma
468x68

Subscribe
Bildir
guest

0 Yorum
Inline Feedbacks
View all comments